Bayadır yazmıyorduk malum hastalık olunca peki NEREDE KALMIŞTIK......
Nevşehir’de siyasetin altın kuralı döneklik ve taraf değiştirme.. Aslında 2003 yılında başlayıp 2008-2009 yıllarında sistemin oturması ile kentin siyasileri ve oyunları hiç değişmedi işi biten piyonun gerek siyaset gerekse bürokraside elinden tüm yetkilileri alındı ve yeni piyonlara yol verildi.
HELE BU DÖNEK BİRİNE DİREK SÖVÜYORSA ONA HİÇ GÜVENMEYİN SİZ O BİRİNE RAHAT ATIP TUTUN SİZDEN ALDIĞINI ORAYA RAHAT GÖTÜRMEK İÇİN BÖYLE YAPIYOR !
2008 yılı diyorum o yıllar aslında Nevşehir AK Parti milletvekili Mehmet Elkatmış'dan böyle bir tv kanalında soru cevap şeklinde dinlemek lazım O dönemin mavi klasörlerini bilmek ve hatırlamak lazım sonra ise Mustafa Paşadaki o geceyi anlatmak lazım. Zaten bilenler hemen anladı. Lambaları yandı bile….
Peki o yıl Harunlar bugün Karunlarla yan yana… O zaman Sormak gerek; Harunlar mı Karun oldu, Karunlar mı Harun.
Cevap verebilirler mi acaba.Cevap siyasetin koltuğunda gizli. Çünkü siyasetin koltuğu ceylan derisi.
Harun olarak oturulan ceylan derisi koltukta hemen Karunluğa uzanan bir yol. Basit!
Mağdurluklarla yürüyen anlayışta ki son nokta Karunluk.
Üzüntümü duymak gerekiyor yoksa yeni üreyen Karunların koltuğunun altına girmek mi? Bu koltuk altında siyaset arayıp ticarete açılan yola yelken açmak mı?
Hep soru hep soru... Cevap vermek herkesin hakkı. Ama bu hakkı kullanırken nerden bakmak gerekiyor. Hatta bir yerden bakmaya dahi gerek yok. Ortada olan cevabı aramaya da gerek yok. Mağdurluk edebiyatıyla yürüyen bir yoldaki sahte düşmanlar, dün aynı koltukta pişpirik oynayıp sistemi linç edenlerin bugün güç yarışı haline gelen düzen. Sistem benim kavgası...
Pişpirik oynarken paralel fikirlerle ülkeyi ellerindeki kağıtlarla yönetenler bugün karşı karşıya gelip ellerindeki kartları bir bir açıyorlar. Kimin üzerinden oyun oynuyorlar!
Hedefteki hep aynı... Vatandaş... Vatandaş odaklı bir pişpirik...
Tabi birde bu işin bürokrasi bölümü var mesela Nevşehir’de gerek siyasi kulislerde gerekse halk nezninde dilden dile dolaşan Nevşehir Adliyesinde görevli bir memur var.
Bu memur kendini müdür yaptırmak için daha şık koltuğa oturmak için sağa sola ilerde siyasete girecek kişilerin yada bir gazetecinin veyahut şuan aktif bir şekilde siyasette olan bir başkanın , başkan deyince çok genel olmuş dersiniz belediye diyeyim bari ki kişi sayısı azalsın….. kişilerin mahkemelerdeki , icralardaki evraklarını neden etrafa saçar ki neden bağ damlarında Nevşehir’e özgü tavasının bulunduğu masadan fotokopileri dağıtır ki….. Belediye başkanının yargıtaydaki dosyasının akıbetini neden merak ederki sen gazeteci misin yoksa adliyenin içindeki köstebek misin bırakın Adliyeyi normal bir kurumda bilgi istemek için gazeteci olarak arıyoruz telefona bakan yok yada bakıp süre isteyip sonra dönen yok…. Haber çıktımıydı feryat figan sağı solu aramaların sayısı yok. Bizden bir konuda süre isteyen müdür ve taşeron işini cevap vermeden sessizce olayı kapatmaya çalışan bir memleketiniz maalesef….
Ortaya açılan her kâğıdın bir karşılığı ve uzandığı nokta var. Karunlaşanların oynadığı oyunun tek hedefi para para para.
Ülkede hiç kimsenin güvendiği bir devlet kurumu kalmamış. Hiç bir devlet kurumunun güvendiği bir vatandaş kalmamış. Bak işe....
Devlet kurumu vatandaşa niye güvenmesin diyeceksiniz ama öyle. Vatandaşa güvenmiyor. Niye mi?
Çünkü artık vatandaş parçalı bulutlu. Kimi FETÖ’cü, kimi ergenekoncu, kimi onun adamı, kimi bunun adamı, kimi bilmem neci...
Vatandaş güvenmiyorsa kurumlarına, o kurumun da hakkı değilmi vatandaşa güvenmemek.
Yıllardır hukuktaki hukuksuzluk tüm ülkenin gözlerinin önüne serildi. Acaba hakim karşısına çıkanların hangisi kalben güveniyor verilen karara. Artık mahkemelerde Ahmet, Mehmet, Ayşe, Sinan, Fatma... kalmadı. Artık mahkemelerde de dikkat ve önem arz eden öncelikler var. Başta koltuk, sonrasında kartvizit, sonrasında siyaset, sonrasında para.... Dürüst olan ise ya bir yerde tayinci ya en ücra bir köşede masa başında pasifte yada bir puntuna getirilip atılmış git temizlen gel denilmiş. Kirli akan suda nasıl temizlenecekseniz artık….
Evet...
Nevşehir’de en çok uygulanan yöntem ise bizden olan yaşasın olmayanın ipini çekin mantığının yerleşmiş yıllarca….
Gerek Türkiye`de gerekse Nevşehir’de elbette düşünen insanlar bu yozlaşmış anlayışları yok edecektir. Elbette milliyetçilik duygusuyla insanlar ülkesine devletine sahip çıkacak, elbette o dünkü Harunlara bugünkü Karunluklarının hesabı sorulacaktır. Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
Nevşehir gibi küçük şehirlerde siyaset en büyük geçim kaynağı olurken, Döneklikse Siyasetin modası olmuş durumda
Her yerde, her an ve her durumda döneklik revaçta. Dön, dön, dön…
Çarşıda, pazarda, sivil toplumda, siyasette… İşi bitene kadar bütün arkadaşlıklar dostluklar.
Herkes her şeyin gün birlik çıkarında. Hesaplar, kitaplar, oyunlar, kumpaslar…
Adam satma, gizli iş çevirme alabildiğince. Nevşehir böyle yönetiliyor.
Nevşehir bir takım insanların topaç oyunu oynadığı yer.
O tarafa dönder, bu tarafa dönder..
Sadakat vefa yok. Verilen sözün bir iki günlük hükmü var. İş bitince de söz bitiyor.
İş bitince de insanlık bitiyor.Küçük hesaplar, büyük kitaplar.Bunlar her yerde…
Önde gibi gözüküp, aslında en yerdeler… “Gemisini kurtaran kaptan” oynuyorlar.
Bir nevi döneklik de sosyal “fahişelik” gibi bi şey…
Bugün onu kandır, yarın bunu kandır…
Günün her anı alevera, dalevere… Karagöz oynatıcıları gibi, perdenin arkasında iş çevir, topaç çevir.
Ayağına basınca da kafama basıldı diye bağır çığır…Sacda hoplayan bugday tanesi gibi hop oraya hop buraya. Halkın içinde gibi olup, sülük gibi kanını em. Sonrada ben şuyum buyum de… Her seferinde kullanmak için yeni arayışlara gir. Günü kazanmakla, kendini kazanır san… Hile hurda, at başı. Dost gözük, iş bitince sırt dön. Dost gözüküp, iş bitince kara çal…Herkes birbirini çok iyi tanır bu şehirde. Kimin kirlisi çok apaçık ortadadır. Kirlisini gizlemek için, başkasına çamur atar. Daha masalarda o akıllı telefonlarını akılsız bir şekilde ses kaydı alarak kullanan uyanıklar var. Birilerine olayları dinleterek ne elde etmek isterler oda bilinmez Ankara konuştuğunu canlı yayında ertesi gün Nevşehirde dinliyorsun ! Maşallah unutma yakında seninde patlattığımda o masadaki akıllı telefonda aldığın ses kayıtlarını ne yaparsın bilemem
Bir karikatür her şeyi anlatıyor.... belkide