Türkiye Sakatlar Derneği Nevşehir Şube Başkanı Ekrem Altıntaş, 30 Ağustos’un
sadece bir kutlama günü olmadığını belirtirken, İçerisine sığdırdığımız
zaferlerimizle tarihimizde ayrı bir sayfa açtığımız sıra dışı bir ay olduğunu
söyledi.
Altıntaş,“Malazgirt’te bu toprakları vatan kılma kararlılığı gösterilmiş, 1922
Başkomutanlık Meydan Muhaberesinin zaferle sonuçlanmasıyla Cumhuriyete giden
yolda kesin bir sonuç elde edilmiştir. Son bin yıl içinde Malazgirt, Mohaç,
Çaldıran ve Mercidabık örneklerinde olduğu gibi tarih boyu süren istiklâl ve
istikbal mücadelesinde en son ve en önemli zaferlerden biri olmuştur. Hep
Ağustos ayına denk düşen bütün bu zaferler, varlığımıza yönelik saldırıların
sürekli olduğu realitesi yanında, zulme, esarete teslim olmama kararlılığımızın
da sürekli olduğunun tartışmasız ispatıdır. Zulüm sürekli oldukça zaferlerimiz
de sürekli olacaktır. Özellikle yaşadığımız kadim coğrafyaları yeniden dizayn
etmeye çalışan küresel saldırılar, bölgemizde durmak, dinmek bilmeksizin akan
kan ve gözyaşları, bunlarla bağlantılı olarak geçen yılın 15 Temmuzunda
doğrudan ülkemizi işgal etmeyi, vatanımızı parçalamayı amaçlayan ihanet
girişimi, millet olarak bizi zaferlere götüren inanç ve duyguyu sürekli canlı,
diri tutmamız gerektiğini ortaya koymuştur. İhanet azgınlaştıkça imanımız
bilenmiştir. 15 Temmuzda izzetimizi, onurumuzu, özgürlüğümüzü, irademizi
çalmak, bize diz çöktürmek isteyenlere karşı çelikleşen bir cesaret, heyecan ve
iradeyle karşı konmuş, hainlere onları perişan eden bir karşılık verilmiştir.
Bu zafer kuşkusuz bu yüce milletin Malazgirt’ten, Çanakkale’ye, Başkomutanlık’a
kadar kesintisiz diri ve asil kalan ruhunun ateşten canlılığı ile
kazanılmıştır. Zafer, zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde ölümü göze
alanların hakkıdır. Esasen gerçek zafer bu ruh yüceliğine sahip olmaktır. Çünkü
zulüm ve saldırganlık ancak sefil, aşağılık benliklerin içine düştükleri
çaresizliktir. Özgürlük duygusunu karaktere dönüştüren bu iman yenilmeyecek, bu
imanın sahibi millet daha çok zaferlerin coşkusunu yaşayacaktır. Yeter ki milli
idealler etrafında kenetlenip bir ve beraber olalım. Aramıza tefrika
sokmayalım. Sen ben çekişmesiyle gücümüzü, şevkimizi zayıflatmayalım. Millet
olarak 15 Temmuz kanlı darbesiyle başlatılan işgal girişimini püskürtünce
zafere giden yolun imandan, güvenden, cesaretten, bağlılıktan, kardeşlikten
geçtiğini bir kez daha gördük. Gerçek zafer kardeş olabilmektir. Kazanılan
zaferler kadar onları hayatın her alanında elde ettiğimiz başarılarla
taçlandırmak da çok önemlidir. Kanla kazanılan zaferler ataletle yitirilebilir.
Teyakkuzda olmayanlar zaferlerini çaldırabilirler. Bunun için küresel
işgalcilerin planlarını boşa çıkarmak için başta eğitim olmak üzere bilgi,
beceri ve teknoloji ile ülkemizi kalkındıracak çalışma ve atılımlar içinde
olmak hepimiz için ödevdir. Eğitimdeki başarıyı kalkınmanın ana dinamiği,
adaletin temel direği gören Eğitim-Bir Sen olarak gerçek ve kalıcı zaferlerin,
uğruna kanımızı döküp canımızı verdiğimiz ülkemizi her alanda ileri götürmekle
mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu anlayışla yeni zaferler kazanmak için her
kurumumuzun, her birimizin yapacağı çok önemli işler vardır. Kurban Bayramıyla
birlikte iç içe geçen dini ve milli duygular, yaşadığımız günleri daha anlamlı,
daha coşkulu kılmaktadır. Bayram coşkusuyla yeni zaferlere doğru ileri hamleler
yapmanın önemini vurguluyor, şehadetleriyle bize bu vatanı, bugünleri ve
yarınları armağan eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz” diye
konuştu.