Devletli odur ki; cehli sile, gafletten uyanıp kendini bile (Hacı Bektaş Veli) ne güzel bir söz değil mi ?
Hünkâr Hacı Bektaş veli… Hoca Ahmet Yesevi kültürü ile yoğrulmuş bir gönül eri. Anadolu’nun Türkleşmesinde rol almış Hz. Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli Hazretleri gibi Anadolu’yu Türk-İslam mayasıyla mayalayan, düşünceleri ve öğretisiyle çığır açan gerçek bir aydın. Sözleri ok gibi. Herkes hissesine düşeni alır.
Mesela demiş ki; “Adalet, her işte hakk’ı bilmektir.” Bin kitap yazsanız şu birkaç kelimenin yan yana dizilişindeki ruhu veremez.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Nevşehir Üniversitesine bu ismi vermek kadar isabetli bir işi olabilir mi? NEVŞEHİR HACIBEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ (NEVÜ)
Peki ilim, fen yuvası olması gereken Üniversitemiz bu ismin hakk’ını verebiliyor mu acaba? Ya da tepe yöneticileri gerçekten hakkın adaletini tesis için mi çalışıyor?
Öncelikleri kaliteli eğitim vermek, bilimi öncelemek, adaleti tesis etmek mi yoksa siyasi bir aktör olarak orada burada boy göstermek mi?
Uzun zamandır takip ediyorum, NEVÜ Rektörü Mazhar Bağlı, AK Parti İl, İlçe, kadın kolları hatta gençlik kolları kongresinde en önde oturan katılımcılar arasında. Siyaset akademisi programlarının dinleyici konuğu. Televizyon programlarında can hırlaş taraf kir yorumcusu.
Bir siyasi görüşünüz olabilir, saygı duyarız. Ancak bulunduğunuz o yüce makamı siyasallaştırıp toplumun diğer kesimlerini incitme hakkınız olmamalı.
Ne gariptir ki sayın rektör Ak Parti Milletvekilleri aday adayları temayül yoklamasının da katılımcısıydı. Hangi vasıfla ve neden?
Gerçekten merak ediyorum. Peki diğer partilerin kongre ya da programlarına katılmama gerekçesi nedir? Öyle ya, madem önceliklendireceğimiz şeyler bilim, fen, adaletse ve adil olan asıl şey her kesime eşit mesafede durmaksa, neden başka ortamlarda göremiyoruz?
Maksadım kendisi başka partilerin programında ya da siyasi organizasyonlarında da görmek falan değil. Yanlış anlaşılmasın. Bakın ne diyor hünkâr, “En yüce servet ilimdir.” Bu serveti doğaldır ki Üniversiteden bekliyoruz.
Parti programlarını siyasetçilere bırakın. Bilimsel gelişim için yollar arayın, katkı sağlayın. Hele şu söz daha çarpıcı, “Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.” Sözlere bakın, en ufak dışlama ya da taraftarlık yahut görmezden gelme var mı?
Adaletten, ilim-irfandan, insanlık sevgisinden doğmuş bu aydınlık ismin hakkını vermek lazım değil mi. Adil olmak lazım. Siyaset için değil, ilim için boy göstermek lazım. Çünkü insanlık sevgisi bunu gerektirir. “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” derken siyasi parti birliğini kastetmemiştir herhalde hünkâr. “Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.” derken bir siyasi partiyi kastetmemiştir en azından.
“Âlimlere ve kendini bilenlere, alçak gönüllülük yaraşır.” sözü ne kadar ok gibiyse, “kibrin aslı şeytan, tevazuunun aslı rahmandır.” sözü bir o kadar çıldırtıcı, “Hamı pişiremezsen bari pişmişi ham etme.” sözü bir o kadar manidar. Kalın sağlıcakla…