Ülkemizde rejimi değiştirecek olan referandum oylaması büyükşehirlerin neredeyse tamamının hayır demesine rağmen yaklaşık %51 oyla milletin kararıyla kabul edildi.
Ama Nevşehirli ben Reisin yanındayım diyerek yine farkını sandığa yansıttı.
Tabi Nevşehir bu farkı sandığa yansıttı da kendini Reisin taklitçiliği ile yıllardır burnu havada siyaset yapan veya yaptığını sanan seçilen kaybeden mecburiyetten seçilen siyasiler kendilerinin başarılı olduğuna o kadar inanıp bunu kamuoyuna lanse etmeye başladılar ki eminim gülmeyen karga kalmamıştır.
Nevşehir’de Siyaset en büyük geçim kaynağı olurken, Döneklikse Siyasetin modası oldu.
Her yerde, her an ve her durumda döneklik revaçta.
Dön, dön, dön…
Çarşıda, pazarda, sivil toplumda, siyasette…
İşi bitene kadar bütün arkadaşlıklar dostluklar.
Herkes her şeyin gün birlik çıkarında.
Hesaplar, kitaplar, oyunlar, kumpaslar…
Adam satma, gizli iş çevirme alabildiğince.
Nevşehir böyle yönetiliyor.
Nevşehir bir takım insanların topaç oyunu oynadığı yer.
O tarafa dönder, bu tarafa dönder..
Sadakat vefa yok.
Verilen sözün bir iki günlük hükmü var.
İş bitince de söz bitiyor.
İş bitince de insanlık bitiyor.
Küçük hesaplar, büyük kitaplar.
Bunlar her yerde…
Önde gibi gözüküp, aslında en yerdeler…
“Gemisini kurtaran kaptan” oynuyorlar.
Bir nevi döneklik de sosyal “fahişelik” gibi bi şey…
Bugün onu kandır, yarın bunu kandır…
Günün her anı alavera, dalavera…
Karagöz oynatıcıları gibi, perdenin arkasında iş çevir, topaç çevir.
Ayağına basınca da kafama basıldı diye bağır çığır…
Sacda hoplayan bugday tanesi gibi hop oraya hop buraya.
Halkın içinde gibi olup, sülük gibi kanını em.
Sonrada ben şuyum buyum de…
Her seferinde kullanmak için yeni arayışlara gir.
Günü kazanmakla, kendini kazanır san…
Hile hurda, at başı.
Dost gözük, iş bitince sırt dön.
Dost gözüküp, iş bitince kara çal…
Herkes birbirini çok iyi tanır bu şehirde.
Kimin kirlisi çok apaçık ortadadır.
Kirlisini gizlemek için, başkasına çamur atar.
Kirliler çoğaldıkça “fahişeliklerin” de ört bas edileceğini zanneder.
Çıkar fahişeleri, söz verip de sözünü yiyen fahişeler, dostuz diyip de dostluğunu unutan fahişeler, işi bitince sırra kadem basan fahişeler, iftira atan fahişeler, siyaseti bilmediği halde bilirmiş gibi yapan siyasi fahişeler…
Tabi bir de Nevşehir’de basın var bu basının içinde bende varım. Nevşehir basınını kent için çalışmalarını da Aloş’a benzetiyorum. Peki bu Aloş ve hikayesi nedir ? Bu Hikayeden bahsedelim anlayanlara ?
ALOŞ´u KURDA Boğdurmak
Anadolu´nun bir köyüne kurtlar dadanmış.
Her gece köye dalar ve koyunlara, ineklere bir bir saldırırlarmış.
Köyde onca köpek olmasına rağmen, ALOŞ isminde bir köpek kurtlarla mücadele eder, onların sürüleri parçalayıp yemesine engel olmaya çalışırmış.
Köylü buna öyle alışmış öyle alışmış ki, kendi köpeklerini bağlar, kendileri de evlerine çekilir ve ALOŞ´un hırsız kurtlara saldırması için onu galeyana getirirlermiş.
Bir değil, on değil…
Aloş zamanla oynanan oyunları çözmüş. Çünkü ALOŞ kurtlara saldırdıkça, köylüler semiriyormuş, ALOŞ kurtlara aman vermedikçe, köylüler bunu fırsat bilip bunu kara çeviriyorlarmış…
ALOŞ yine böyle bir gün, kenara çekilmiş ve kurtların köye saldırmasını seyretmiş. Kurtların köye saldırdığını gören köylüler, evlerin damlarına çıkarak ALOŞ ALOŞ diye bağırmaya başlamışlar.
ALOŞ, etrafta dönen oyunları bildiği için o da bir damın üstüne çıkarak köylülere bağırmış;
“İyi de köylü kardeşler, siz korkakça evlerinize,perde arkasına saklanıyorsunuz, kurtlar köye saldırınca kaçıyorsunuz, kendinizi kolluyorsunuz, ALOŞ´u da kurtlara boğdurmaya çalışıyorsunuz.Mertseniz gelin kurtlara birlikte saldıralım” demiş.
Kıssadan hisse çıkarmak önemli olan. İş üzerine alınmak değil. Aldığını düzeltmek. Türkiye’nin cemaatlerden çekeceği çok olduğu gibi Nevşehir’de de cemaatten çok çekti çekmeye de devam edecek gibi görünüyor. Kentin gözde cemaat lideri akrabaları bir bir koltuk kapma telaşına girmiş. Koltuğu kapanlara ziyaretçi furyası da başlamış durumda…
Halk kandırılıyor ve hiçbir kimsenin de umrunda değil… Nevşehir Basınına sahip çıkmazsa daha çok kenti kemirenler olur ve bu durumda bir gün gelir ALOŞ’un umrunda olmaz.... ANLAYANLARA
Sağlıcakla ve dua ile....